Karaman gibi ilahiyatçıların toplumu uyarma gibi bir sorumluluğu olduğunu belirten Bekaroğlu, “Bunun farkına varıp toplumu uyarıyorlarsa geç kalmış olmakla beraber iyi bir şey.” dedi. Ardından ekledi: “Ama şunu da unutmasınlar bugüne kadar olup bitenlerden, toplumu uyarmakla sorumlu olan bu insanlar da sorumludur. Özellikle Hayrettin Karaman için söylüyorum, birçok yapılanlar hocanın açıklamalarından, fetvalarından dolaylı da olsa esinlenerek, o görüşlerden faydalanılarak meşrulaştırılmaya çalışıldı. Hocanın söylemlerinden, konuşmalarından sanki bu işlere onay, fetva veriyormuş gibi bir sonuç çıktı. Bu yönde bir algı oluştu. Direkt olarak hocayı da suçlamıyorum ancak söylemlerden bu algı oluştu.”
İki bakanı Yüce Divan’a gönderip ‘kendi içimizi temizliyoruz’ diyecekler
Mehmet Bekaroğlu, yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarından bunalan AKP hükümetinin seçim öncesi yeni bir strateji geliştirdiğini de öne sürdü. Hükümetin seçim öncesi yolsuzluğun üzerine gidiliyormuş gibi bir algı oluşturacağını ifade eden Bekaroğlu, bu bağlamda birkaç bakanın ve belediye başkanının kellesinin feda edileceğini iddia etti. Bekaroğlu, şöyle devam etti: “Tabanda çok rahatsızlık yaratan eski bakanlardan Egemen Bağış ve Zafer Çağlayan’ın komisyona gönderileceğini tahmin ediyorum. ‘Biz kendi içimizi temizliyoruz. Bu yolsuzluklar yapıldı ama kurumsal olarak bizim sorumluluğumuz ya da suçumuz günahımız yok. Bunlar şahsî’ algısı yaratacaklar. Diğer bir tabanda rahatsızlık olan şey de Ak Saray’ın maliyeti. Bu şekilde aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Sarayı üzerinde büyük israf eleştirilerini yatıştıracak girişimlerde bulunabilirler. ‘Katrilyonluk Ak Saray bireysel bir şey değil, bu görkemli büyük devlet için böyle bir saray yapıldı. Cumhurbaşkanı’nın kişisel israfı değil. Gördüğünüz gibi kişisel israfta bulunanları aramızda barındırmıyoruz’ algısı yaratılacak.”