Yakın zamana geleyim. Etrafımızda yangınlar var. Alevler eteklerimize kadar bulaştı. Toplumun halini dünyanın en muhteşem psikolog ve sosyologları dahi teşhis edemiyor. Ülkenin koalisyon idaresini ekonomik kriz ve kıyamet gibi gören toplum, sebepsiz bir savaşa kahkahalarla girmek istiyor. 1990’lı yıllarda Saddam’ın tv’lerdeki görüntülerini hatırlayın. Kendisinden emin, küçük dağları yarattım havasında pozlar veriyordu. Batı, Saddam’ın gururunu öyle şişirdi ki, yerinde duramayıp Kuveyt’e saldırttı. Sebepsiz, manasız bir saldırı onun feci akıbetinin başlangıcı oldu. Batı dünyası Saddam’a uçmayı öğretti, ama konmayı öğretmedi. İslam dünyası Batılı postalları tarafından işgal edildi. 11 Eylül bahanesi ile de final yapıp, bütün suçu Saddam’a yıktılar. 10 asır İslam’ın kültür merkezi olan Bağdat, Şiilerin kontrolüne verildi. Saddam sünniydi, Şiilerin eliyle idam edildi.
Yine 1990’lı yıllarda Sırp kasabı R.Karadziç’i Boşnak Müslümanları katletmek için kullanan Batı, istediklerini elde edince, bütün suçu Karadziç’e yıktı. Karadziç mahkemede “Bunları sizce ben tek başıma mı yaptım. Batılı ülkeler çok mu masum” dedi.
Yine aynı senaryo oynanıyor. Suriye’de savaşı biz başlatmadık. Ama iştahımız kabarınca, tarafsız kalamadık. Batılılar Esed’i devirecek, Suriye gibi büyük ve önemli bir ülkeyi bize ikram edecekler gibi karmaşık işlerin içine girdik. İlkokul seviyesinde bir dış politika ile dünyada yalnız kaldık. Bizi savaşın içine çekenler, bir gece yarısı bizi aldattı. Aldanmak adeta sünnetmiş, politikada başarısızlığa geçerli mazaretmiş gibi, Suriye meselesinde de aldanmıştık. Savaşın neden çıktığını, nerede biteceğini, hedefin ne olduğunu bilmeden, şimdi savaş tamtamları çalınıyor. Olacak şeyi tahmin etmek için alim olmak gerekmiyor. Suriye’de şartlar olgunlaşmıştır. Ülke 3’e bölünecek. Sınır komşumuz Suriye iken Kürdistan olacak. Bununla da kalmayacak, Türkiye’nin G. Doğusu da ilerde referandum için kaşınacak. Türkiye acilen dış politikasını değiştirmezse, Esed ve Sisi ile masaya oturup, Suriye’de savaşı bitirmek için, Mısır’da Mursi vb mazlumların daha fazla acı çekmemesi için sulh yoluna girmezse, bundan sonra akacak kanların hesabı yakın zamanda Türkiye’ye ve devrin hükümet yetkililerine döner. Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesi, bu işe imza atanlar için hayatlarının en büyük hatası olur. Çünkü, hedefsiz, düşmanın kim olduğunu bilmeden girdiğin her savaş bataklıktır.