TBMM’de kurulan Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu çalışmalarını sürdürüyor. Komisyona bugün eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da katıldı.
Darbe Araştırma Komisyonundaki sunumuna başlayan İlker Başbuğ “Bugüne kadar görüş ve düşüncelerimi, hem medyada hem de kitaplarımda en açık ve net olarak ifade ettim. Burada yeni bir şey söylemeyeceğim.
Buraya gelmemin iki nedeni var: Birincisi; bu yüce kurumun, TBMM’nin manevi şahsiyetine duyduğum saygı, ikincisi ise düşüncelerimi şimdiye kadar konuşmalarımla ve kitaplarımla kamuoyu ile paylaşmış olsam da, bunların TBMM kayıtlarına, zaptına girmesini önemsiyorum. Kitaplar kaybolabilir ama zabıtlar 100 yıl sonra da yaşayacak” dedi.
Buraya gelmemin iki nedeni var: Birincisi; bu yüce kurumun, TBMM’nin manevi şahsiyetine duyduğum saygı, ikincisi ise düşüncelerimi şimdiye kadar konuşmalarımla ve kitaplarımla kamuoyu ile paylaşmış olsam da, bunların TBMM kayıtlarına, zaptına girmesini önemsiyorum. Kitaplar kaybolabilir ama zabıtlar 100 yıl sonra da yaşayacak” dedi.
Yazdığı 8 kitabı, TBMM kütüphanesine hediye etmek üzere getirdiğini söyleyen Başbuğ, komisyon üyelerinden “Ben her zaman partiler üstü bir durumda olmaya özen gösterdim. Bana soru yöneltirken de lütfen bunu unutmayın.” isteğinde bulundu.
FETÖ’ye en açık şekilde tavır alan bürokratın, devlet adamının kendisi olduğunu savunan Başbuğ, gelmiş geçmiş bütün siyasetçilerin FETÖ’nün yaptıklarının bir sosyal hizmet olarak gördüklerini belirterek, “Buna niye karşı çıkmak gerektiğini anlamadılar” dedi.
İşte Başbuğ’un sunumundan öne çıkanlar;
“TSK’YA BÜYÜK HAKSIZLIK OLUR”
15 Temmuz’a askeri darbe demek TSK’ya büyük haksızlık olur. FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerine sızdırdığı cunta vasıtasıyla yaptığı bir darbedir.
“DARBE GİRİŞİMİNE OYUN DEMEK YANLIŞ”
15 Temmuz’da yaşananları bir oyun veya diğer terimlerle değerlendirilmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Darbenin başarısız olmasındaki en önemli etken, TSK’nın komuta kademesinin darbe girişimine karşı durması ve direnmesidir.