Türkiye yerel seçimlere doğru geri sayıma başladı. Seçimler yaklaşırken bir tarafta Ak Parti’nin adayları üzerinde ittifak eden MHP, diğer tarafta ise CHP ile görüşmeleri devam eden İYİ Parti üzerinden adaylar ve seçim stratejileri yavaş yavaş netleşiyor.
AK Parti ve MHP’nin kolayca uzlaştığı, MHP’nin belli olmayan jestler karşılığında tavizler verme konusunda karar kıldığı bu dönemde İstanbul, Ankara ve İzmir gibi Türkiye’nin üç büyük şehrinde iddiası olmayan parti veya partilerin Türk siyasetinde etkisi olup, olamayacağını tartışmamız gerekiyor.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.
2014 yerel seçimlerinden, 2016 halk oylamasından ve 24 haziran genel seçimlerinden yola çıkarak matematik hesabı yapanlar, seçmenlerin tercihlerini ipotek altına alanlar toplama, çıkarma işlemleri ile belediyeleri tanzim etmeye çalışıyorlar.
Vermeden, alma üzerine bir denklem kurmak isteyen CHP ile İyi Parti’nin görüşmelerinin ne seyirde gelişeceğini, bir ittifakın olup, olmayacağını bu hafta göreceğiz. Türkiye’yi çok partili hayata geçtiği günden beri ‘iki partili sisteme’ mahkum etmek isteyenlerin planları tıkır tıkır işliyor.Özellikle yerel seçimlerde çok adaylı hatta çok aday adaylı rekabetin getirdiği faydayı bir kenara bırakarak değerler ve çift kutupluluk üzerinden bir seçime doğru ilerliyoruz.