Haksızlık yapmamak gerektiğini Ülkücü hareket öğrenmek zorundadır.
Derlerki;
Şeyhin hatırı için kapısında nöbet tutana bile saygı gösterilir...
Biz hatırdan gönülden vazgeçtik,hakaret ederek gönül dünyalarımızı kırıyor ve yok ediyoruz.
Bir insan düşünün?
Ülkücü...
Dokuz ışıkçı...
Ülkücü merhameti var...ülkücüyü sever...
Mütevazı...saygılı ağırbaşlı...
Duygusal...disiplinli ve ciddi...
Gerçekten vefakar ve fedakar...
Söz gümüşse,sükut altındır sözüne uygun...
Okumayı seven...dostunun düşmanına düşman...
Dostunun dostunu dost kabul eden...
Gücünü koltuktan değil,kişiliğinden alan...
Oturduğu koltuğa güç veren...ülkücüyü seven...asla kıskanmayan...yaptığı iyiliği bile bilmeyen...dedikodu yapmayan ve dinlemeyen.
Günahları ve kusurları varmıdır,her fani gibi mutlaka vardır.
Gelecek ile planları varmıdır bilmem.
18 yaşlarında 12 eylül öncesinin can pazarında,ülkesinin bekası için mücadele etmiş,vurmuş vurulmuş...
Hesapsız kitapsız idealleri uğruna,istikbalini düşünmeden elini taşın altına koymuş...
Gençliğinin en güzel yılları cezaevinde geçmiş...
Gençliğini doyasıya yaşamamış...
Cezaevinde bir sürü acılar sıkıntılar yaşamış.
Daha sonra Allah rızası için Azerbaycan'da yıllarca savaşmış...
Ölümün gölgesinde Ermeni çeteleri ile çatışmış...
Dünya Türklüğüne katkı için ölümü göze almış,maddi ve manevi hiç bir fedakarlıktan kaçınmamış...
Bir dava adamına haksızlık yapmayalım.
1997 olaylı kongreden sonra, genelmerkez'de bütün genelbaşkan adaylarının ortak tercihi ile ülkü Ocak'ları genelbaşkan'lığına ikna edilerek getirilmiş,kargaşa günlerini ortamı yumuşatarak,hareketi belkide ilelebet sürecek düşmanlık ve kine götürecek olayların önüne geçmiş.
Ülkü Ocakları Genel başkanlığı yaparken içine sindirdiği Ülkücü merhameti ile bütün Ülkücüleri kucaklamış...
MHP'nin iktidar olduğu günlerde,bir sürü Ülkücü arkadaşını iş sahibi yapabilmek için var gücü ile uğraşmış...
Ülkücü hareketin en ihtişamlı günlerinde,kendi makamını yıpratmamış...
Davasını bir aile kurmaya değişerek,inandığı değerler uğruna mücadele etmiş...
Çoğu gençlerimizin idolü olan insanları,sırf nefsimiz için yıpratmayalım.
Yazmak istemiyorum,belkide bana bu yazılarım için kızacak,ama yazacağım.
Hepimizin duygusal olarak dile getirdiğimiz, Ülkücü şehitlerin ailelerinin adreslerini bularak,ülkücü hareketin mensuplarının bağışladığı yardımları,şehitlerimizin Aileleri ile buluşturmuş...
Genelbaşkanlığı döneminde başlayan şehit ailelerine bugünde devam eden kampanyalar , ilk onun döneminde başlatılmıştır.
Böyle insanlara sırf ideolojisinin gereğini yaptı diyerek,bir sürü karalama kampanyası yapmanın adı kesinlikle vefasızlık olacağına inanıyor ve ülkücülere bu güzel insanları karalamaktan vazgeçin diyorum.
Suat Başaran'ın değerli başkanımız için söylediği sözle, yazımı yarıda bırakarak kapatıyorum.
"Ben onun yanında Ülkücüyüm demeye utanırım."
İnsanların kıymetini öldükten sonra değil,yaşarken bilmek gerekir.
Evet!.
Atila başkan sana sağlıklı uzun ömür diliyorum.
bu sizin görüşünüz.binlerce ülkücü ihraç edildiğinde,dışlandığında,parti hdp nin altına düştüğünde bunlara sesini çıkarmadı.hatta ortak oldu..yeni sistemle mhp nin zaten biteceğini görünce uyandı...